Analizler sonunda kirletici olduğu tespit edilen gemilere ceza kesiliyor. Çalışma hakkında bilgi veren uzman araştırmacı Ertuğrul Aslan, “Deniz suyu numuneleri temiz cam şişe veya cam kavanozlara en az 1 litre olacak şekilde toplanıyor. Analiz için dört cihaz kullanılıyor. Bu dört cihazdan çıkan sonuçların birbirini doğrulaması ile kirliliğin kaynağı olan gemi belirleniyor” dedi.
Atık boşaltarak denizi kirleten gemiler, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’nin ‘Parmak İzi Analizi’ yöntemiyle tespit ediliyor. Gebze’de Deniz Araştırmaları ve Teknolojileri Laboratuvarı içerisinde yer alan ‘Parmak İzi Analizi’ yöntemi, Türkiye’de sadece TÜBİTAK MAM tarafından gerçekleştiriliyor.
Bu yöntem sayesinde denizden ve gemiden alınan numunelerin analiz sonuçları karşılaştırılarak kirliliğin kaynağı tespit ediliyor. Test edilmesi istenen numuneler, en az üç farklı yerden; denizin kirletilmiş bölgesinden, kirlenen bölgenin çok uzağından ve şüpheli gemilerin sintinesinden alınıyor. Deniz suyu numuneleri temiz cam şişe veya cam kavanozlara en az 1 litre olacak şekilde toplanıyor. Analiz için dört cihaz kullanılıyor. Kullanılan cihazlar ise floresans spektrofotometre, FT-IR, HPLC ve GC-FID. Bu dört cihazdan çıkan sonuçların birbirini doğrulaması ile kirliliğin kaynağı olan gemi belirleniyor. Bu yöntem ile birlikte her yıl ortalama 15 kirletici gemi tespit ediliyor. Tespit edilen gemiler gizlilik kararı ile savcılığa gönderiliyor ve haklarında işlem yapılıyor.
“HANGİ GEMİLERİN DENİZİ KİRLETİP KİRLETMEDİĞİNİ TEŞHİS EDEBİLİYORUZ”
DHA’ya Parmak İzi Analizi uygulamasının detaylarını anlatan Uzman Araştırmacı Ertuğrul Aslan, “Parmak izi analizi kapsamında gemilerden kaynaklanan petrol türevi kirliliklerin analizlerini gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda, hangi gemilerin denizi kirlettiğini tespit edebiliyoruz. 2010 yılından bu yana Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından parmak izi analizi kapsamında yetkilendirilmiş tek kurumuz. Parmak izi analizi dediğimiz uygulamayla petrollerin içerisinde yer alan bir takım markerları ve diğer içerikleri analiz ederek hangi gemilerin hangi petrol türüne sahip olduklarını tespit edebiliyoruz. Bu petrollere özel markerları cihazlarımızda analiz edip birbirleri ile oranlarını mukayese ederek, kirlenen alandaki kirletici içeriklerle karşılaştırdığımızda benzerlik tespit ettiğimiz takdirde, hangi gemilerin denizi kirletip kirletmediğini teşhis edebiliyoruz” dedi.
“YILLIK ORTALAMA 10-15 ÖRNEK GELİYOR, SONUÇLARI SAVCILIKLAR İLE PAYLAŞIYORUZ”
Aslan, “Bize bu kapsamda yıllık ortalama 10-15 civarı örnek geliyor, farklı kirlilik durumları ile karşılaşıyoruz. Yaptığımız analizlerin yaklaşık yüzde 80’inde benzerlik tespit ediyoruz. Şüpheli olduğumuz durumlarda ise kesin teşhis gerçekleşmediğinden benzerlik bulunmadığını belirtiyoruz. İlk benzerlik analizimizin sonucu bir gün gibi bir sürede çıkıyor. Bu analizde benzerlik bulunduğu takdirde daha hassas ölçümler yapmamızı sağlayan üç farklı cihazda daha analizlere devam ediyoruz. Elde ettiğimiz sonuçları savcılıklar, yetkili sahil güvenlik komutanları ve il çevre müdürlükleri ile paylaşıyoruz. Bu kirlilik durumlarının adli süreçleri olmakta ve elde edilen sonuçlar gizlilik çerçevesinde ilgili taraflara iletilmektedir” diye konuştu.