Alın bölgesindeki çöküntülerden rahatsızlık duyan 25 yaşındaki Enes B., 22 Nisan 2022’de özel bir hastanede operasyon geçirdi. Doktor U.A., göbek kısmından aldığı yağları Enes B’nin yüz bölgesine enjekte etti. Sürecin akabinde narkozun tesirinden çıkan Enes B., sol gözünün görmediğini fark etti. Enes B., hekimiyle konuşup görme meselesine tahlil bulamayınca mahkemeye başvurdu.
Enes B’nin avukatı Selahattin Par tarafından İstanbul Tüketici Mahkemesine sunulan dava dilekçesinde, Enes B’yi birinci sırada olmasına karşın sürece geç alan davalı doktorun, diğer hastalara yetişmek zorunda olduğunu söyleyerek ivedi ettiği belirtildi.
Dilekçede, süreç öncesinde yaklaşık 2 saat süreceği söylenen operasyonun 35 dakikada tamamlandığı anlatılarak, davalı hastane ve doktor tarafından hastaya işlemle ilgili rastgele bir açıklama yapılmadığı kaydedildi. Operasyonun akabinde göremediğini söyleyen Enes B. için hastanenin göz servisinden bir doktor çağırıldığı ifade edilen dilekçede, bu tabibin da Enes B’yi göz hastanesine sevk ettiği aktarıldı.
Dilekçede, ambulans yerine taksiyle göz hastanesine giden Enes B’nin buradaki müdahalenin akabinde tekrar davalı hastaneye döndüğü, fakat buradakilerin görme yetisinin kaybıyla ilgili bir sorumluluk almadığı, hatta bu sırada onam formu imzalatılmaya çalışıldığı belirtildi. Tabibin yanlış teşhis koyarak özensiz bir tedavi uyguladığı sav edilen dilekçede, sürecin akabinde Enes B’nin sol gözünün görme yetisini büsbütün kaybettiği, bedensel ve ruhsal ziyan gördüğü vurgulandı. Dilekçede, meydana gelen zararın tazmini için 1 milyon lira manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi talep edildi.
“MÜVEKKİLİMİZ GENÇ YAŞINDA BİR GÖZÜNÜ KAYBETTİ”
Sürece ait AA muhabirine açıklamada bulunan Enes B’nin avukatı Selahattin Par, müvekkilinin ruhsal buhran yaşadığını, hayat kalitesinin kıymetli ölçüde etkileneceğini söyledi.
Doktorun, süreç esnasında müvekkiline gereken vakti ayırmadığını, risklere ait hastaya açıklama yapmadığını aktaran Par, görme yetisini kaybetmesinin akabinde Enes B’ye zorla bir grup evrakların imzalatılmaya çalışıldığını argüman etti.
Tedavi evraklarını almaya çalıştıkları sırada hastane ve hekimin direnciyle karşılaştıklarını bildiren Par, şöyle devam etti:
“Davamızı açtık, dava kanalıyla bütün kayıtları aldık ve orada açık biçimde gerekli dikkat ve ihtimam gösterilmediği için müvekkilimizin bir gözünün kör olduğunu gördük. Davada belge isimli tıpa gitti ve isimli tıptan da sol gözün bir daha görme ihtimalinin olmadığı istikametinde rapor geldi. Hastadan imzalaması istenilen onam formunun da ameliyattan sonra alınmaya çalışıldığı istikametinde açık ve net biçimde elimizde onam formları da var. Maalesef burada bir doktor ve hastanenin ihmali var. Müvekkilimiz genç yaşında bir gözünü kaybetti. Belgemiz hesap eksperine gidecek ve orada müvekkilimizin göz kaybı nedeniyle oluşan ziyanının maddi meblağı belirlenecek ve buna nazaran evrak karara çıkacak.”
Son vakitlerde çok fazla yanlış estetik sürecine ait hadiseyle karşılaştıklarını vurgulayan Par, “Gözünü kaybeden, yüzü felç olan, uzuvlarını kaybeden ve hatta ölen olaylarımız var. Vatandaşların bu estetik ve hoşluk süreçlerini yaptırırken, bildikleri, güvendikleri hastaneler ve hekimlere gitmeleri gerek. Merdiven altı yerlerde katiyetle estetik süreç yaptırmasınlar.” sözlerini kullandı.
Par, hastalara bu ameliyat ve süreçler öncesi imzalatılmaya çalışılan onam formlarını dikkatle okumaları konusunda tavsiyede bulundu.