Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, kaleme aldığı “Terör sebep, kayyum sonuçtur” başlıklı yazısında terörle gayrette yalnızca etkin terör ögeleri değil, onları destekleyen yapıların da gaye alınması gerektiğini; kayyum metodunun mahallî idarelerin terör örgütlerine lojistik ve takım takviyesi sağlamasının önüne geçmek için kullanılan yasal bir önlem olduğunu kaybetti. Uçum’un X hesabından yayınladığı yazısı şu formda;
“Türkiye için terör, sadece ülkesel bütünlüğü değil, toplumsal huzur ve itimat ortamını da tehdit eden bir olgudur. Terörle gayrette organik bütünlük yaklaşımı, faal terör ögeleriyle bir arada terör yapılarının takviye ögelerini da kapsar.
Bu destek unsurları arasında seçimi ve lokal yönetimleri istismar edenler, seçilme hakkını berbata kullananlar ve halkın iradesini terör vesayetine teslim edenler de bulunuyor. Etkin terör ögeleri ile dayanak terör ögeleri ortasında teknikleri farklı olsa da gayrette ayrım yapılamaz. Bu kapsamda kayyum uygulaması terörle günlük uğraşta asli sorumlu olan yürütmenin aldığı yasal bir önlemdir.
Bu noktada kayyum uygulamasını eşit vatandaşlığa bağlamak terörü ve terör destekçiliğini perdeleme çabasıdır. Eşit vatandaşlık olan Türk vatandaşlığını teröre karşı bir önlem olan kayyum uygulaması üzerinden maksada koymak asıl niyetin ne olduğunu gösteriyor. Terör siyaseti üzerinden meşruiyet sağlama teşebbüsleri bu bağlamda açıkça görülüyor. Daha da değerlisi Türkiye’yi bölmeyi hedefleyen emperyalist dış Kürt sorunu projesinin temel tezi olan iki ulusa dayalı eşit vatandaşlık tartışması gündemde tutulmaya çalışılıyor.
Kayyum uygulaması terörle çabanın bir usulüdür. Kayyum görevlendirilen mahallî idarelerde terörün takım ve lojistik destekçiliği yapılıyor, lokal hizmetler ise adeta askıya alınıyor. Bu biçimde vatandaşların birçok hakkı ihlal ediliyor. Kayyum tüm bu ihlalleri önlemek için başvurulan önlemdir. Kayyum uygulaması yalnızca terör kabahatleriyle ilgili soruşturma ve kovuşturma halinde devreye girer. Öteki kabahatler sebebiyle vazifeden almalarda zati kayyum olmaz. Vazifeden alınan belediye liderinin yerine Belediye Meclisinden süreksiz ya da daima lider seçilir.
Yani kayyum uygulaması, sadece terörle uğraşta geçerli bir usuldür. Kayyum uygulaması eşit vatandaşlığı ihlal eden bir durum değil tam bilakis hizmet alma hakkı bakımından eşit vatandaşlığı güçlendiren bir tedbirdir. Zira kayyum uygulamasıyla ilgili lokal yönetimler tümden asli misyonlarına dönüyor. Belediyeden hizmet bekleyen vatandaşlar terör destekçiliğinin yarattığı hizmet eksikliği ya da yoksunluğundan kurtuluyor.
Kamu hizmetlerinin aksaması önleniyor. Vatandaşların hizmet alma hakkı korunuyor ve güçlendiriliyor. Sonuç olarak kayyum uygulaması bağımsız bir lokal yönetim formu değil terörle uğraşa bağlı ve süreksiz bir önlemdir. Kayyumun sebebi terör olduğu için Terörsüz Türkiye’de kayyum uygulamalarına da gereksinim kalmayacaktır”