Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Kocaeli’nin Gebze ilçesinde katıldığı programda konuştu.
Bakan Varank, “Malumunuz dün 2022 yılı birinci çeyrek için büyüme rakamları açıklandı. Ekonomimiz bu dönemde yıllık yüzde 7,3’lük bir büyüme kaydetti. Böylece pandemi şokundan sonra yakaladığımız dengeli büyüme eğilimini bu dönemde de devam ettirdik. Alt bileşenlere baktığımızda sanayinin yüzde 7,4’lük büyümeyle ekonomimizin itici gücü olduğunu görüyoruz. Bu gelişmelerle birlikte sanayimizin milli hasıla içindeki payı yüzde 28,9 gibi rekor bir seviyeye yükseldi. Yani toplam hasılamızın neredeyse üçte biri üretimden geldi. Diğer taraftan, makine ve teçhizat yatırımlarındaki yüzde 10,5’luk artış da aslında gelecek adına oldukça umut verici. Bu veri de bize sanayimizin lokomotif rolünü artırarak devam ettireceğinin sinyalini veriyor. Küresel ekonomide yaşanan tüm sıkıntılara rağmen sanayi öncülüğünde yakaladığımız bu ivme elbette çok değerli. Ama takdir edersiniz ki üretimde yaşadığımız bu başarı kendiliğinden gerçekleşmiyor. Burada emin olun, kamu ve özel sektör olarak birlikte yakaladığımız sinerjiyle netice alabiliyoruz“ dedi.
“Bunlar gerçekten sanayiden de üretimden de anlamıyor”
AK Parti hükümetleri olarak altyapıya, üstyapıya, teknolojiye ve insana yaptıkları yatırımlarla Türkiye’yi bugünlere hazırladıklarını kaydeden Bakan Varank, “Dünya standartlarında bir iş ortamını sanayicilerin, üreticilerin hizmetine sunduk. Onlar da bu vizyona güvenerek ülkemize yatırım yapmaya, burada üretmeye devam ettiler. Dünyanın adeta bir şok halinde yakalandığı pandemide dahi yeni şartlara hızla adapte olarak, üretmeye devam ettik. Bu sayede de pozitif büyüyebilen nadir ülkelerden biri olduk. Olmaya da devam ediyoruz. İşte dün açıklanan büyüme rakamları da bunun en somut kanıtı. Ama bakıyorsunuz, bu apaçık gelişmelere rağmen birileri çıkıp bu rakamlara burun kıvırabiliyor. Hala AK Parti döneminde Türkiye’de fabrika açılmadı diyebiliyor. Biz kendilerine üretim cahili dediğimizde alınıyor ama bunlar gerçekten sanayiden de üretimden de anlamıyor. Kendisine defalarca birlikte OSB’leri ziyaret etme çağrısında bulunmama rağmen, ana muhalefetin başındaki zat buna yanaşmadı. Dün yine aynı mesnetsiz iddialarına devam etti. Gerçekten el insaf diyorum. OSB’lerin hükümetlerimiz döneminde nasıl geliştiğini ve tüm Anadolu’ya yayıldığını bilmeyen mi var? İşte buyurun, 2002 yılında çoğu yapım aşamasında olan ve ülkenin belli illerine toplanmış 192 OSB’miz vardı. Biz yaptığımız devasa yatırımlarla hem eksikleri tamamladık hem de yenilerini ilan ederek bu sayısı 366’ya çıkardık. Sadece son 2 yılda projelerini tamamladığımız OSB sayısı 25 oldu” diye konuştu.
“Yatırımlar Türkiye’nin dört bir yanında aslında güneş gibi parlıyor”
Kurdukları ya da genişlettikleri OSB’lerin çok hızlı dolduğunu aktaran Bakan Varank, “İşte, sanayi sicil sistemi verilerine göre son 3 yılda yaklaşık bin 300 tane orta ve büyük ölçekli firma sisteme kaydolup sıfırdan üretime başlamış. Sadece orta ve büyük ölçekli fabrika. Bunların birçoğunun açılışına bizzat katıldım. Daha küçük ölçekteki binlerce üretim tesisini söylemiyorum bile. Dolayısıyla birilerinin ’Yapılmıyor’ dediği bu yatırımlar Türkiye’nin dört bir yanında aslında güneş gibi parlıyor. Ama tabii görmek için göz, idrak etmek için de akıl lazım” şeklinde konuştu.
“Tüm çalışmalarımızda Ar-Ge’yi, inovasyonu baş tacı ediyoruz”
Pandemi ve iklim değişikliği ile birlikte küresel rekabetin çok daha farklı bir boyuta taşındığını dile getiren Bakan Varank, “Bu durum, teknolojik gelişmelerin öncüsü olan Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerini de her zamankinden daha önemli hale getiriyor. Bunun bilincindeyiz ve tüm çalışmalarımızda Ar-Ge’yi, inovasyonu baş tacı ediyoruz. Esasında biz hükümet olarak 20 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz. Tabii gönül, göreve geldiğimizde oturmuş bir ekosistem bulmayı arzu ederdi. Ancak maalesef biz öyle bir ortam bulamadık. Bu yüzden adeta sıfırdan bir ekosistem inşa etmek için kolları sıvadık. Sağladığımız desteklerle sadece 5 olan Teknoloji Geliştirme Bölgesi sayısını 92’ye çıkardık. Teknoparklar ülkemizdeki yenilikçi ve teknoloji tabanlı girişimciliğin kalbi oldular. Teknoparklarla birlikte, Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri de inovasyon ekosistemimizi besleyen bir diğer önemli unsur. İlk defa bizim dönemimizde başlayan bu merkezlerin sayısı bugün bin 600’ün üzerinde. Geçtiğimiz yıl Ar-Ge harcamaları, özel sektörün öncülüğünde bir önceki yıla göre yüzde 20 artarak 55 milyar liraya yükseldi. Hükümetlerimiz döneminde Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı binde 5’ten yüzde 1,09’a çıktı. Ar-Ge istihdamı 6 kat artarak 200 bine, yerli patent sayısı da 20 kat artışla 8 bin 200’e ulaştı” ifadelerini kullandı.