Bartın Amasra’da 42 kişinin hayatını kaybettiği maden faciasıyla ilgili TTK Amasra Kurum İşletme Baş Mühendisi Mehmet Tural ve Kurum Müdürü Cihat Özdemir’in de ortalarında bulunduğu 8 kişi tutuklanmıştı.
Soruşturmada hazırlanan eksper raporunda TTK Genel Müdürlüğü, müdür ve müdür yardımcılarının faciada sorumluluğu olduğu tespit edilmiş, Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Güç Bakanlığı, Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığı ile ilgili olarak da ruhsat, rehberlik ve teftiş kademelerinde usulsüzlükler meydana geldiği kaydedilmişti.
Amasra’daki maden faciasında hayatını yitiren madencilerin ailelerine avukatlık hizmeti veren Adalet için Hukukçular, Çağdaş Hukukçular Derneği, Demokrasi için Hukukçular, Halkevleri Hukuk Dairesi, Toplumsal Hukuk, Özgürlük için Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi ortak bir açıklama yaptılar.
Açıklamada, kendisini polis olarak tanıtan şahısların madenci ailelerini arayarak “Avukatlarınızı değiştirin, yoksa tazminat alamazsınız” üzere sözlerle tehdit ettiği sav edildi.
“Katliam şimdi meydana gelmişken şahsen Cumhurbaşkanı tarafından tıpkı öbür maden katliamlarında olduğu üzere yazgı vurgusu yapılması bizler için bir personel katliamının daha üzerinin örtüleceğinin kıymetli bir göstergesiydi” denilen açıklamada şu tabirler kullanıldı:
“YETKİLİ KİŞİ VE KURUMLAR HAKKINDA HİÇBİR SÜREÇ YAPILMADI”
“Bir yandan sorumluların tespit edileceği ve yargılanacağı vaatleri veriliyorken başka yandan ve katliamın birinci anlarından itibaren, diyanet vazifelileri, sivil toplum kuruluşu temsilcisi olduğu söylenen şahıslar nizamlı ve sistematik olarak hayatını kaybeden madencilerin yakınlarına, madende çalışan çalışanlara ve yaralılara ziyaretler yapıp sabır ve itidal tavsiye ettiler. Şikayetçi olunmamasını, avukat tutmamalarını, basına konuşmamalarını telkin ettiler. Devletin gerekeni yapacağından ve öbür dünyada hesabının sorulacağından dem vurdular.
Geldiğimiz noktada şimdi sırf Amasra Taşkömürü İşletme Kuruluşu hududunda soruşturma yürütülmektedir; kurumda sorumluluğu bulunanlarla ilgili eksiklikleri olmakla birlikte gözaltı, isimli denetim ve tutuklama kararları verilmiştir. Lakin, soruşturma kapsamında araştırma yapan uzmanların 31.10.2022 tarihli ön raporu ile emekçi sıhhati ve güvenliğine dair risklere kayıtsız kalarak ocak altyapısını iyileştirmeyen TTK Genel Müdürü, TTK Kuruluşlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve ATİM İdaresinin ve de kontrol eksiklikleri nedeniyle MAPEG ve ÇSGB Rehberlik ve Teftiş Heyeti’nin da katliamın meydana gelmesinde sorumlulukları olduğu tespit edilmiş olmasına karşın, şimdi bu yetkili kişi ve kurumlar hakkında hiç bir süreç yapılmamıştır.
“AİLELER ARANARAK TEHDİT EDİLDİ”
Sorumluluğu tespit edilen üst seviye yöneticiler hakkında rastgele bir süreç yapılmazken kendisini polis olarak tanıtan şahıslarca ortalarında müvekkillerimizin de bulunduğu mağdur madenci aileleri aranmakta ve ‘avukatlarınızı değiştirin, yoksa tazminatlarınızı alamazsınız’ vb. kelamlar, palavra bilgiler ile tehdit edilmektedir. Yeniden madenci ailelerine, ‘dışarıdan gelen avukatlar’ olarak Soma’da katliamın sorumlusu maden işverenleri ile anlaştığımız ve onlardan para aldığımız söylenmektedir.
Kendilerini polis olarak tanıtarak müvekkillerimizi ve madenci ailelerini tehdit eden bireylerin sahiden polis olup olmadıklarını bilmiyoruz. Lakin bizleri bu soruşturmadan uzaklaştırmaya çalışarak katliamın gerçek sorumlularını kurtarma eforu içinde olanların kimler olduğunu çok âlâ biliyoruz. Bunu neden istediklerini de.
“UZAKLAŞTIRMAK İSTEYENLER BAŞARILI OLAMAYACAK”
Bizler, aşağıda imzası bulunan hukuk kurumları, yaptığımız avukatlığın şahitleri olarak Somalı madencilerin ailelerini, Çorlu Tren Katliamı ailelerini, Hendek Havai Fişek Fabrikası patlamasında hayatını kaybeden emekçilerin ailelerini ve sayamadığımız daha kaç katliam mağduru bireyleri gösterebiliriz. Bizi bu soruşturmadan uzaklaştırmak isteyenler başarılı olamayacaklarını bilmelidir.
Amasra Katliamı’nın tüm failleri bulunana kadar, son ölümüzün hesabını, son katile sorana kadar hukuk ve adalet çabamıza devam edeceğiz.”