T24 Haber Merkezi
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Kıdemli Eğitmen Prof. Dr. Neşe Buket Aksu, yeni jenerasyon öğrencilerin öğrenme süreçleri ve üniversitelerden beklentileri üzerine yaptığı değerlendirmede “Her şeyi süratli bir biçimde elde etmek istiyorlar. Buna yanıt alamayınca eğitimden uzaklaşıyorlar” dedi. Prof. Dr. Aksu “Sosyal medya üzere platformlarda, süratli ve kolay yoldan para kazanma yollarını görmek, gençlerin üniversite eğitiminin kıymetini sorgulamalarına neden oluyor. Lakin, üniversiteler olarak gençlere hayatlarına hakikaten dokunduğumuzu hissettirebilirsek ve onların fikirlerine kıymet verip karşılıklı bir paylaşım ortamı oluşturabilirsek, gençlerin potansiyellerini açığa çıkarmak mümkün olur” dedi.
Türkiye gazetesinden Cüneyt Akçatepe’nin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Aksu, “Artık iş yerleri de ‘Bize birinci üçü, birinci beşi yollayın’ demiyorlar. ‘Bize, toplumsal yüksel hünerleri gelişmiş çocukları yollayın’ diyorlar,” dedi.
“Yeni jenerasyon, üniversiteyi çok istemiyor”
Prof. Dr. Aksu’nun değerlendirmeleri şöyle:
“Yeni jenerasyon, üniversiteyi çok istemiyor. Bunun en önemli nedenleri ortasında, geleceklerini görememeleri, maksat koymada zorlanmaları ve her şeyi süratli bir formda elde etme beklentisi yer alıyor. Gençler, sabırsız ve süratli sonuçlar bekliyorlar. Bu beklentiler karşılanmadığında ise ümitsizliğe kapılıyorlar. Sıkılıp, eğitimden uzaklaşıyor.
Sosyal medya üzere platformlarda, süratli ve kolay yoldan para kazanma yollarını görmek, gençlerin üniversite eğitiminin değerini sorgulamalarına neden oluyor. Fakat, üniversiteler olarak gençlere hayatlarına sahiden dokunduğumuzu hissettirebilirsek ve onların fikirlerine paha verip karşılıklı bir paylaşım ortamı oluşturabilirsek, gençlerin potansiyellerini açığa çıkarmak mümkün olur. Unutulmamalıdır ki, bu jenerasyon çok şeyler yapıyor ve onları anlamak için tıpkı ortamda nefes almayı öğrenmemiz gerekiyor.
Harvard, Yale, Stanford Amerika’nın en bilinen üniversiteleri üniversiteye başta olmak üzere yüklü olarak artık toplumsal duygusal maharet kazandırma eğitimleri veriyor. Hasebiyle artık eskisi üzere yalnızca bilgi anlatımıyla eğitim yapmıyorlar.”
“Duygularını yönlendirmeyi öğrenmeleri lazım”
“Eğitim artık tek taraflı yalnızca hocanın anlatımıyla olmuyor. Bu çocuklar sürate alışmış çocuklar. Parmaklarının ucunda ekranları var. Karşılarında saatlerce bir şeylerin anlatılması onları bağlamıyor. İnteraktif olarak onların da iştirakçi olduğu müfredatın bu ferdî özellikleri kazanabilecekleri sistemlerin kurulması değerli.
Üniversite öğrencilerinin bilhassa maksat koymayı bilmeleri lazım. Kendilerine güvenmeleri lazım. Özgüven, empati başta olmak üzere hislerini tanımaları ve o vakit da hislerini yönlendirmeyi öğrenmeleri lazım. Stanford Üniversitesi öğrencileri bu sene 39 tane altın madalya kazandılar. Bütün olimpiyatlar boyunca. Bir üniversitenin spor bursuyla muhtemelen aldığı öğrenciler bunlar. İşte bu söylediklerimizi, bizim savunduğumuz tezin bir diğer ortaya çıkış formu.”
“Takım çalışması için öz inanç, öz yeterlik önemli”
“Artık iş yerleri de ‘Bize birinci üçü, birinci beşi yollayın’ demiyorlar. ‘Bize, toplumsal yüksel marifetleri gelişmiş çocukları yollayın’ diyorlar. TÜSİAD’ın en son raporunda bu çok kesin olarak vurgulanmıştır. Neler bekliyor iş dünyası öğrencilerden? 21 husus de tanımlamışlar. Bunların en başta geleni his dengelemesi. Yani gerilime dayanmak, olumlu fikir ve hissin kontrolü. Bunun yanı sıra diğerleriyle alaka. Ortak çalışma yapabilmesi yani ekip çalışması için öz inanç, öz yeterlik kıymetli. Bütün bunlar birebir vakitte Avrupa İktisat Tertibi OECD tarafından da Big Five olarak tanımlanıyor. TÜSİAD raporunda da bunu Türk iş adamlarının yaptırdığı raporda beklenti olarak üniversite mezunlarından bunların artık istenildiği tabir ediliyor.”
|
‘Gecenin Kıyısı’nda taraf tutmanın anlamsızlığı üzerine bir hikâye
|
