Özellikle çocukların sıklıkla kullandığı sosyal medya mecrası TikTok sıkıntı vermeye devam ediyor. İntihar edip, kendi canına kıyan çocuk sayısı arttıkça uzmanlar konu hakkında uyardı. TikTok’ta yapılan akımlar oyun gibi gösterilerek “Nefesini ne kadar tutabilirsin?” gibi sorularla çocuklar videolarda bayılana kadar devam ediyor. 25 yaş altı çocukların ebeveynlerini uyaran Uzman Klinik Psikolog Berkay Ateş açıkladı.
TikTok dünya çapında çok geniş bir kitleye sahip sosyal medya mecrası, videolu anlatımların yapıldığı mecrada hiç bir filtreleme ve yaş sınırlaması olmaksızın, çocukların canına ve düşüncelerini ele geçiren mecra her geçen gün gücünü daha da kuvvetlendiriyor. Konu hakkında detaylı açıklamalarda bulunan Uzman Klinik Psikolog Berkay Ateş “Bu tür oyunların popüler olmasının sebebi en başta özellikle çocukların ergenlik döneminde kendilerini ispat etme, akranları ve etrafındaki arkadaşları tarafından onaylanma, en güçlüsünün en iyisinin yapanın kendisi olduğunu gösterme isteğidir. Ergenlikte çocuklar rekabet edebilme konularını çok fazla ciddiye alma yatkınlığına sahipler. Ve bunu kendileri için bir hayat memat meselesi haline getirebiliyorlar.” açıklamasında bulundu.
ÇOCUKLAR İÇİN GALİBİYET ÖNEMLİ BİR YERE SAHİP
Devamında Ateş “Normalde bizler için çok önemli olmayan, yanımızdaki bir kişinin bizi herhangi bir konuda mağlubiyetle uğratması fikri biz yetişkinler için sorun teşkil etmez. Mağlubiyetle karşı karşıya kaldığımızda veya birilerinin herhangi bir oyunda bizden daha iyi olduğunu gördüğümüzde ve hatta en basit olarak kaybettiğimizde bu kaybetme fikri ve mağlubiyetle yaşamasını biliriz. Biz yetişkinler olarak bununla başa çıkabiliriz. Çünkü bu bizim hayatımızdaki ilk mağlubiyet veya ilk galibiyet olmayacaktır. Bu bir oyundur, biz de bu durumun farkındayızdır. Ancak ergenlik döneminde bu tür oyunların, oyun kisvesi altındaki bu tür aktivitelerin özellikle ergenlik döneminin rekabetçiliğinden ve akran onayının öneminden dolayı farklı bir anlamı olmaktadır. Çocukların gözünde oyunlarda galibiyet elde etmek ve kazanmak önemli bir mesele haline gelerek bu tür oyunların belirli yaş gruplarında popüler olmasına neden olabiliyor.” ifadelerini kullandı.
ÇOCUKLAR YETİŞKİNLER GİBİ DEĞİL
Çocukların risk ayrımı yapamadığını ve sürekli kendini kanıtlama çabasında olduğunu belirten Ateş “Bu yaştaki çocuklar sosyal, sosyokültürel, bilişsel, duygusal ya da benlik açısından veya biyolojik açısından yetişkinler gibi değillerdir. Öyle olmalarını da bekleyemeyiz. Bu noktada çocukların üzerindeki en büyük sınır beyinlerinin yapısından ve biyolojik sistemlerinden geliyor. Risk içeren davranışların yapılmaması için neden-sonuç ilişkisinin doğru kurulması gerekir.” sözlerini kullandı.
ÇOCUKLAR RİSK AYRIMI YAPAMIYOR
Açıklamasında devam ederken Uzman Klinik Psikolog Berkay Ateş “Bu korteks geç gelişmeye başlar ve 25 yaşına gelene kadar son halini almaz. Kısacası 16 yaşındaki bir çocuğun beynindeki duygu ve dürtü merkezi tam anlamı ile çalışırken bunları frenleyebilecek olan bölge henüz gelişimine yeni başlamıştır. Bu nedenle fren mekanizmasını devreye sokamaz, risk ayrımını yapamaz. Ek olarak bilişsel bakımdan kendilerinin başına bir şeyin gelmeyeceğine inanırlar, kendilerinin özel olduğunu ya da evrenin merkezindeki bir aktör veya aktris olduğunu düşünme eğilimleri bulunur.”
ÇOCUK KENDİNİ BAŞROL HİSSEDİYOR
“Kendini bir başrol gibi hisseden çocuk, duyduğu kötü sonuçların bile kendi başına gelmeyeceğine inanır. Bu durumun sebebi ise prefrontal korteksin gelişmemesidir. Ancak bu gibi durumlarda bir ebeveynin ya da rol modelin herkesin başına bu tip kötü olayların gelebileceğini, herkesin benzer risklere sahip olduğunu anlatması gerekiyor. “
ERGENLER RİSK ALMAYA YATKIN
“Aynı oyunu alıp 30’lu yaşlardaki insanlara verirseniz bu bir oyun olarak bile kabul edilmeyecektir ama bu yaşlarda özellikle ergenlik döneminde risk alma yatkınlığının da yüksek olmasından dolayı popüler hale gelebiliyor. Ergenlik döneminde kan daha hızlı akıyor daha fazla risk almanın ve diğerleri tarafından onaylanmanın daha önemli olduğu biliyoruz. Ebeveyn onayı anlamını ve önemini yitirmeye, kaybetmeye başlıyor ve akran onayı daha önemli hale gelmeye başlıyor.”
ERGENLİKTE DOĞRU KARAR MEKNİZMASI GELİŞMEMİŞTİR
“Biyolojik olarak ergenlik döneminde henüz beynimizin doğru karar alabilme mekanizmaları gelişmemiştir fakat duygu ve dürtü merkezi gelişmiş olduğu için beynimiz maalesef bu duygu ve dürtülere karşı fren yapabilecek bir mekanizmaya da sahip değildir. Bunun da tabii ki de bir etkisi oluyor. Ergenlik dönemi genelde risk içeren davranışlarla dolu olan bir dönem ve bundan dolayı bu dönemde bu tip aktiviteler maalesef ne yazık ki popüler hale gelebiliyor.”
BAŞINA BİR ŞEY GELMEYECEĞİNE İKNA EDİLİYORLAR
“Ne yazık ki bu yaşlarda söylenilen sözler bir şeyin öğrenilebilmesi için çok fazla etkili olmayabiliyor. Çocuğun sağ kulağından girip sol kulağından çıkabiliyor. Bazı şeyler var ki deneyimlenerek öğrenilmek zorunda kalınıyor. Fakat deneyimlediğimiz zaman ise farklı farklı acı sonuçlarla karşılaşma ihtimalimiz olduğundan bu tehlike de azalmadan artarak devam ediyor. Bu noktada çocukların sosyal medyadaki eylemler hakkında bilinçlendirilmesi ihtiyacı bulunuyor. Bunu yapması gereken ise çocuğun etrafındaki yakın gördüğü, rol model aldığı insanlar olabilir. Buradaki en büyük sıkıntı çocuğun neden sonuç ilişkisini doğru kuramıyor olmasıyla alakalıdır. ‘Ben bunu yaparsam sonucunda bu olabilir’ şeklinde düşünememektedirler. Çünkü ergenlik döneminde egosantrik bir yapıları olduğu vardır ve bütün dünyanın, evrenin başrolünde kendisinin olduğunu zannederler. Bu durum kendilerinin başına bir şey gelmeyeceğine ikna olmalarına yol açıyor.”
BİLİNÇLİ ARKADAŞLIKLAR ÇOK ÖNEMLİ
“Önce bunun böyle olmadığını, kendisini başına bir şey gelebileceğini belki de hayattan örneklerle onun etrafındaki özellikle rol model olarak kabul edebildiği bir büyüğünün veya bir akranın söylemesi gerekiyor. Bilinçli arkadaşlıklar önemli. Eğer bizim çocuğumuzun etrafında bilinçli olduğunu gözlemlediğimiz bir arkadaş grubu veya arkadaşları varsa onlarla kurdukları iletişim çocuğu daha iyi yerlere doğru yönlendirebilir. Çocuğun bilinçlendirilmesi için arkadaş grubunun ya da çevresinde çok fazla zaman geçirdiği kişilerin kimler olduğunu biliyor olmak önemlidir.” açıklamasında bulundu.