Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gamze Varol, Covid-19 salgınına karşı mutlaka bulaş zincirinin kırılmasını gerektiğini söyledi.
Özellikle okullardaki öğrencilerin cerrahi maskeler kullanması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Varol, çocukların taktığı figürlü maskeleri kendi aralarında değiştirmelerinin büyük sorun olduğunu kaydetti.
Çocukların figürlü maske kullanmalarının başlı başına sorun olduğunu belirten Varol, şu ifadeleri kullandı:
* Çünkü o dönemde çocuklar meraklı oluyor, istekli oluyor, heyecanlı oluyor. Birtakım baskı ve figürleri arkadaşlarında görüp beğeniyorlar.
* Bize gelen haberler de aslında birbirlerinin maskelerini aldıklarını, değiş tokuş yaptıklarını öğreniyoruz, bu yönde haberler geliyor. Aslında bunlar riskli.
* O yüzden çocuklara uygun standart cerrahi maske aslında bu riski ortadan kaldıracak dolayısıyla görece bulaş riskini de azaltacaktır.
* Tek tip maske olması daha iyi, daha güvenilir. Böylece kısmen virüsün geçişi engellenebilir.
* Çünkü okul ortamında, sınıf ortamında virüsün geçişini kolaylaştıracak zaten çok faktör var. İşte sınıfların mevcudu, ders süreleri, hocaların ya da öğrencilerin ya da ailelerinin duyarlılıkları.
* Bunlara ek bir de tabi maskeler; maske değişimi olunca risk artıyor. Riski azaltabilmek için önlemlerden bir tanesi.
‘KALABALIK ORTAMLARDAN UZAK DURUN’
Doç. Dr. Varol, herkesin aşılarını yaptırmaları ve maske, mesafe, hijyen kurallarına uymaları gerektiğinin altını çizerek, şöyle konuştu:
* Temel sorun ne kadar çok insan birbiriyle temas ederse o kadar çok bulaş oluyor. Virüs bir insandan diğerine geçerken mutasyona uğruyor.
* Mutasyona uğradığı zaman bu kötü yönde yani daha bulaşıcı, daha öldürücü yönde de olabiliyor ya da daha da hafifleyebiliyor ama görünen şu ki bugüne kadar olan deneyimlerimiz bize şunu göstermiş; insandan insana biz geçişi aşıyla ya da temasın engellenmesiyle ya da mesafeyle ya da maskeyle engelleyemediğimiz, durduramadığımız sürece bulaşı artan varyantlar baskın varyant olarak tüm dünyada hayatımızı, sağlığımızı tehdit etmeye devam edecek.
* ‘Delta’da bunu gördük. ‘Delta’ daha bulaşıcı, dedik bir anda kısa sürede ülkeye girer girmez o ülkede yaygın varyant ‘Delta’ varyantı oldu.
* Şu an tüm dünyada ‘Omicron’ tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bu da bir mutasyon sonucu ortaya çıkan bir varyant. ‘Delta’dan da daha bulaşıcı olduğu söyleniyor.
* Ülkemize girdiği an diyebiliriz ki kısa süre sonra eğer yeterince aşılanmazsak maske, mesafe, hijyen kuralına uymazsak yaygın hale gelen mutasyon artık ‘Omicron’ varyantı olacak.
* Bu noktada yapmamız gereken şey aslında aşılamanın hızla tamamlanması, eksik aşıların tamamlanması, maske, mesafe, hijyen kuralına uyulması, kalabalık ortamlardan uzak durulması.
‘YOĞUN BAKIMLARDAKİ HASTALARIN ÇOĞU AŞISIZ’
Hastanelerin yoğun bakımlarında yatan hastaların çoğunun aşısızlardan oluştuğunu söyleyen Doç. Dr. Varol, şu ifadeleri kullandı:
* Yapılan bilimsel araştırmalar aşının büyük ölçüde koruyucu olduğunu, elimizdeki veriler söylüyor bize ama tabi koruyucu ama bunun da bir süresi var.
* Bütün aşılarda da böyle, biz aşıyı yapıyoruz, antikor düzeyi yükseliyor. Bir süre sonra iniyor.
* Tekrar hatırlatma dozu yapma ihtiyacı duyuyoruz. Mesela 2 doz aşısı var, 2 toz aşıdan sonra bir hatırlatma dozu öneriyoruz.
* Hele ki ‘Omicron’ gibi bulaşıcı bir varyanttan sonra bakanlık 6 aydan daha öne çekerek riske atmamak için yurttaşları, 3 aya kadar indirdi.
* Şu anda 2 doz Sinovac’lı hastalara 3’üncü doz Biontech tanımlandı. Hatta 3’üncü doz Biontech’ini almış olanlara 4’üncü doz Biontech de tanımlandı. Biz yurttaşlarımızın aşılarını tamamlamalarını istiyoruz.
*Şu an hastanelerde, yoğun bakımda ağır durumda olan Covid hastalarının büyük çoğunluğu aşısız, eksik aşılı, kronik hastalığı olan ve yaşlı hastalardan oluşuyor ama bu şu demek değil, çocukları ihmal ediyoruz demek değil çünkü okullarda da bulaş riskli altında çocuklar. (DHA)