Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastaları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, salgına karşı aşı olmanın önemi ve aşı tekrarı hakkında açıklamalarda bulundu.
İLAÇ AŞININ YERİNE GEÇMEZ
Aşılama oranlarının istendiği gibi gitmediğini belirten Prof. Dr. Kartal salgın enfeksiyonunun etkin bir ilacı olmadığını yapılan çalışmalar üzerinden “Şu anda Molnupiravir diye bir ilaçtan bahsediliyor, ABD kökenli ve ilk İngiltere kullanım onayını aldı.
Bu, belli kişilerde belli endikasyonlarda kullanılabilecek, oksijen ihtiyacı gerektirmeyen ve COVID’i daha riskli geçirebilecek grupta ilk beş gün içinde kullanılması koşuluyla hastaneye yatışları ve hastalığın ciddi seyretmesini yüzde 50 oranında azaltacak bir ilaç. Aşının yerine geçecek, aşıyı ikame edecek bir uygulama değil” ifadeleriyle anlattı.
ÖZGÜRLEŞEBİLMEMİZ İÇİN TOPLUMUN YÜZDE 80’İ AŞILANMALI
Toplumumuzun yüzde 59.4’ünün aşılandığını ancak özgürleşebilmemiz için bu oranın yüzde 80’e ulaşması gerektiğini belirten Prof. Dr. Kartal aşı tekrarlarının mutlaka yapılması gerektiğini, bir kere aşı olmanın ömür boyu koruyuculuk sağlamayacağını açıkladı. Kartal şöyle konuştu:
“İlk aşı olanlar tekrar duyarlı hale geldi. Buna insanlar inanmak istemiyor. Hepatit B aşısını üç kez oluyoruz ve ömür boyu koruyucu dediğimiz halde üç dozdan sonra, hâlâ gelip aşı olmaya çalışıyorlar. Grip aşısını her yıl oluyoruz, her yıl olmamız gerekiyor.
Her aşının kinetiği farklıdır. COVID de bu grup içerisinde, belli zamanlarda değerlendirilmesi ve gerekli dozların yapılması gerekiyor. Aşıdan beklenen, hastalığı kapmamak değil, hastaneye yatmamayı ve hayatta kalmayı sağlamasıdır. Ben de bu bu hastalığı geçirdim, aşılar sayesinde çok hafif atlattım. Türkiye genelinde hastalık yükünün yüzde 85’ini aşısızlar oluşturuyor. Aşı olun ve aşılarınızı tamamlayın.”
TEKRARLAYAN AŞI DOZLARIYLA DAHA UZUN SÜRE KORUMA
Aşı sonrası süreçte enfeksiyona açık olma durumunu dile getiren Prof. Dr. Kartal takviye aşı dozlarının mutlaka olunması gerektiğini, BioNTech’in 6-8 ay sora etkisini yitirmeye başladığını bu nedenle üçüncü doz aşıların yeniden gündeme geldiğini kaydederek;
“Pek çok ülkeye üçüncü doz BioNTech’ler geldi. Bizde de iki doz BioNTech olmuş kişilerin altı ay geçtikten sonra üçüncü dozlarını olarak korunmaları daha da güçlenerek devam edecek. Aşı üreticisi firmanın yaptığı çalışmalar ve gerçek yaşam verilerinden gelen sonuçlara baktığımızda üçüncü doz BioNTech aşısıyla koruma süresinin uzadığını görüyoruz. Belki de bir yıla uzamış oldu. İki doz aşıyla 6-8 ay sağlanan bu süre 1 yıl daha ötelenmiş olacak, bu da salgının kontrolüne önemli bir katkı sağlamış olacak” dedi.
SÜRECİ AŞISIZLAR UZATIYOR
Her aşının yan etkisi olduğunu, bu yan etkilerin her zaman beklenenden çok daha düşük olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kartal aşı karşıtlarına da seslenerek şöyle konuştu:
“Kendileri hasta olana, yakınlarını kaybedene kadar ya da kendileri hasta olup korkup aşı olmak için gelene kadar bu devam edecek. Süreci aşısızlar uzatıyor. Hiçbir zaman da geç değil. Tekrarlayan aşı dozlarında aşıların koruma süresi temel aşıya göre biraz daha uzuyor. Hem gücü artıyor hem koruma süresi uzuyor.
Tekrarlanan dozlarda koruma süresi uzayacak ve belki de önümüzdeki yıllarda eğer bu pandemi süreci devam ederse yılda bir kez aşılama söz konusu olabilecek, risk grupları da çok benzer olduğu için grip aşısı ile kombine aşılardan bahsedilebilecek. Bunu önümüzdeki süreçlerde görmüş olacağız. Tekrarlanan aşı dozları süreç içinde ne kadar sıklıkta yapılırsa gidişat ona göre belirlenmiş olacak. Hiç aşı olmayanlar da eksik aşılı olanlar da en kısa süre içerisinde aşı olmalı. Biz sağlık çalışanları olarak gerekli olan son kişi aşılanana kadar aşı çağrısını yapmaya devam edeceğiz.”